Dr. Gürbüz Çapan
Sayfa Sonuna GitGeri Git
A- A A+

ÇETELER

09.06.2006, Cumhuriyet

Çeteler sarmış her yanımızı. Dehşetli irin toplamış vücudumuz. Elini nereye atsan çete çıkıyor. Çete adı büyük, kendileri küçük şeyler. Ama öyle bir sunuluyor ki az kalsın vatan elden gidecekken Türk polisi şıp diye yakalıyor.

Flamalı, marşlı, krokiler, önemli şahsiyetlerin evleri, arabaları, yol haritaları. Yukarıdan vatan, cumhuriyet, din elden gidiyor nidaları!

Alttan gençler, genç subaylar örgütlenmeye, durumdan 'vazife' çıkarmaya çalışıyorlar. Bu çeteler; bizim gençliğimizde aşk mektupları ve aşk şiirleri kitapları okuma gruplarımıza benziyor. Lise sıralarında kızlarla konuşamazdık, onlara isimsiz güzel nameler dizer gönderirdik. Birisi yanlışlıkla bizim tarafa baksa mevzu çıkarırdık.

Şimdilerde mevzuu çıkaranlar yüksek rakımlı tepeleri işgal edenler oldu. Bizimki çocukça halüsinasyonlardı.. (us bulanması). Demek ki Türk milleti yediden yetmişine çocuk kalıyor. Büyümüyoruz.

1973 yılında öğrenciyiz. Maltepe'de 11 öğrenci bir evde kalıyor. İşgüzar bir polis evi basmış; Kambur'un hücresini çökertmişti. Mehmet Ali , şimdi soyadını hatırlamıyorum, II. sınıf talebesi ve kambur bir arkadaşımızdı. Onu örgüt-hücre reisi yapmıştı polis abilerimiz.

Diğerlerinin tümü I. sınıf öğrencileri. Koca Milliyet gazetesinin birinci sayfasından ''Kambur'un hücresi çökertildi'' diye verilmişti haber. Zira Mehmet Ali'nin bıyıkları vardı. Diğerleri daha bıyıksızdılar. Gittiler 2 ay hapis yatıp geldiler. Sonra 3'ü sağcı oldu. Diğerlerinin de solla bir alakası kalmadı.

***

12 Mart'ta kötü adamın adı 'Şaki' idi. Sıkıyönetime 'örfi idare' deniliyordu.

12 Eylül'de jargon değişti. Kötü adamlara 'örgüt' elemanı derlerdi. Örgüte üye, örgüt yöneticiliği hep polis abiler tarafından tayin edilir olmuştu!

Bir de bizim gibiler vardı. 'Perde arkası şef' unvanlı.

Okur-yazar, evinde kitap olan 'örgüt' oluyordu. Suç aleti kitaplardı.

Meğer örgüt elemanı yakalayan polise adam başı 40 lira ödül veriyorlarmış!

Önce kuşku ekip, sonra da para verirsen 12 Eylül'e de Kenan Paşa 'ya da gerek kalmaz! Her gün düğün bayram olur.

Üçüncü binyıla, bir kala bir polis şefini bakan yaptılar. Polis şefi yaman uyanık çocuk! 4422 sayılı bir kanun verdiler eline. O da şüphe üzerine memlekette bankacı, belediyeci, tiyatrocu, YSE görevlisi, hatta müsteşarlar boyutunda herkese silahlı çete kurdurup soygun yaptırdı.

Topluyor insanları hapse koyuyor, sonra da suçları bulunmaya çalışıyordu. Çetenin de cılkı çıkmıştı. Artık herkes çeteydi. Yetki kullananlar hariç.

Bir tek polis ve askerden çete çıkmıyordu. Şimdi onlardan da çete çıkmaya başladı.

En komik çete de Van Üniversitesi Rektörü'ydü. Hem silahlı, yolsuzluk yapmış hem de kanında ''Ermeni kanı vardı!''

Velhasılı ortada bir çeteleşme var. Ancak yandan dolanılıyor. Kimse asıl cerahata neşter vuramadığı için dandik çeteler uyduruyorlar.

Devlet görevlileri uyumuyor, çalışıyorlar. Allah'tan silah patlamadan teşebbüs halinde çökertiliyor çeteler.

Dikkat edin, bu deli gömleğini bir gün size de giydirebilirler.

***

Genç subaylarımız kendini 1914'ün genç subaylarıyla özdeşleştirmeye başladı.

Onların hikâyesini yeniden yazmaya çalışmıyorlar, düşünü kuruyorlar.

Büyük büyük ağabeylerin anlattıklarına bakıp durumdan vazife çıkarıyorlar.

Kimi 'dini' , kimisi Cumhuriyetimizi kurtarmaya çalışıyor.


PDF OLARAK İNDİR

Bu İçeriği Beğendiyseniz Beğen Butonuna Tıklayınız!
Bu Haberin Aramalarda İlk Sayfalarda Çıkmasını İstiyorsanız + 1 Butonuna Tıklayınız!

Sayfa Başına GitGeri Git
0 (0)








Lütfen tüm alanları doldurun. Girdiğiniz bilgiler kesinlikle yayınlanmayacak, başka bir amaçla kullanılmayacaktır.

İÇERİK ARA

Aranacak Kelime