Dr. Gürbüz Çapan
Sayfa Sonuna GitGeri Git
A- A A+

YİNE AZİZ İSTANBUL

11.11.2005, Cumhuriyet

Ölümü göster ki sıtmaya razı olsunlar babından. İstanbul'un seçilmiş, seçkin, estetik duygusu gelişmiş, tarih bilinci oturmuş, İstanbul'a açık, tahsilli terbiyeli 347 belediye meclis üyesi var. Yetkileri var, sorumlulukları yok. Bunun 230+1'i (başkan) AKP'li.

Sırf bu yetkiye dayalı olarak nereyi boş görseler (park, bahçe, otogar, eski KİT mekânları) oraya öncelikle dini bütün olduklarından cami imarı kondusu veriyorlar. Altı çarşı üstü cami bunlara özgü bir şeydir. Bu dini bütün kamuoyunu oyalamak için, Müslüman gazileri olduklarını ima ediyorlar. Ama esas gazavat kısmı daha önemli. Park-bahçe kalmadı, iş merkezine o da kesmiyor, iş merkezi üzerine 2 de kule ekleyerek, kızarmış kadayıf üstüne kaymaklı dondurma gibi ikramda bulunuyorlar. Bunu yaparken de ellerini harama sürmeden, sadece İstanbul'un güzelleşmesini ve dahi gelişmesini düşünmekteler. Düşüne düşüne helak oldu gariplerim. Güya belediye başkanından gizlice Arnavutköy üzerinden asma köprü yapacaklar Asya'ya doğru.

Tartışma büyüyünce bir kilometre sıçrayarak ''çevreden'' köprü yapacaklarını açıklayıverdiler. Geri adım gibi gözüküyor, arkasından daha öldürücü darbe geldi. Bu çocuklar ne de olsa mehter marşıyla büyümüşlerdi. Hamle de pek normal.

Burgu yemiş yüreğim

Yaramılan haldaş olup yatarım!

 

İstanbul'un orasına-burasına, illa da boş buldukları alanlara Tower-tepe yapmak kesmedi. Araplara burgu kule diktiriyorlar. Adına da yabancı sermaye yatırım yapıyor şarkısı bestelendi. Yüzde 20'lere kat-karşılığı inşaat yaptırmak ne zamandan beri sermaye yatırımı diye tarif ediliyor? Oraları ''Laz müteahhide'' versen yüzde 50 ile verirsin; 100 kat yapar, hatta üstüne de bir çekme kat atar.

Sermaye tanımı: Kendini üreten sürekliliği olan bir iştir. İnşaat bitip yaptıklarını sattıktan sonra ne tür bir süreklilik sunacaklar, pek meraktayım.

Yapı bitip inşaat paydos edince yeni burgulu kule yerleri bulmak boynumuzun borcu. Yoksa 'Yabancı Sermaye' ürker!

Tekrar

...Daha önceki tarihli yazımda belirttiğim öneriyi bir kez daha yenilemek istiyorum.

Sahiden 5 milyar dolar geliyorsa Eminönü, yani Sultanahmet Meydanı'nın çevresini satın alsınlar, oraya 4-5 katlı taş hanlar yaptırarak, otel-motel, okul, büro, alışveriş merkezleri yapılabilir. Sansaryan ve 4. Vakıf Han'ı geçmeyen, onlara benzeyen daha güzel taş kaplamalı inşaatlar yapılarak, sermayenin de sürekliliğini sağlayarak, İstanbul'u koruma planına geçmelerini dilerim.

Güvenliği sağlayabilirsek, hem Arap para kazanır, hem İstanbul kazanır. Balat kadar Prag yılda 10 milyon turist ağırlıyor. Biz bunu 60 milyona çıkarırız. İstihdam, kaliteli hizmet, tarih ve kültür merkezi haline gelir.

Ey yetki sahipleri, bir kez, bir kez daha düşünmeye davet ediyorum.

Paris'te neler oluyor?

İstanbul'da örgütsüz-işsiz yoksul nasıl kapkaç tuzağına düştüyse, Paris'te yoksul, işsiz, cahil 'öteki' lerin vulger saldırısıyla yanma başladı.

Ki Paris, dünya sürgünlerine kucak açan anaç kentlerden biridir. Var bir 200 yıl, yurtsuzların, 'öteki' lerin yurdudur. Dünyanın en merhametli anasıdır. Şimdi Paris ''Merhametten maraz türer'' i yaşamaktadır.

Yoksulluk-açlık kemiğe dayanınca neler olurmuş ibretle izlemekteyiz.

Ders alınması gereken şey budur. Ödev, açlığı, işsizliği yenmektir.

Ateş düştüğü yeri değil, etrafı da yakıyor.

Umutsuzluk yangın çıkarıyor...

Umutsuzluğu yenip, nüfus planlaması ve üretim planlaması yapmalıyız.

Yoksa alim Allah bir gün biz de yanarız...

Lokmanız boğazınızda kalır, gözleriniz faltaşı gibi olur...


PDF OLARAK İNDİR

Bu İçeriği Beğendiyseniz Beğen Butonuna Tıklayınız!
Bu Haberin Aramalarda İlk Sayfalarda Çıkmasını İstiyorsanız + 1 Butonuna Tıklayınız!

Sayfa Başına GitGeri Git
0 (0)








Lütfen tüm alanları doldurun. Girdiğiniz bilgiler kesinlikle yayınlanmayacak, başka bir amaçla kullanılmayacaktır.

İÇERİK ARA

Aranacak Kelime