Dr. Gürbüz Çapan
Sayfa Sonuna GitGeri Git
A- A A+

VURMAYIP DA NE YAPACAKLARDI?

İLHAN SELÇUK / CUMHURİYET

Gerçekçi belediye başkanı nasıl olur?

Anasının gözü olur!..

Başına geçtiği kentin çevresini yoksullara, merkezini zenginlere yağma ettirir.

Varsıllarla yoksullar yağma düzeninde birleştikleri zaman, belediye başkanına ya hey!..

İzmir’e bak!..

Vaktiyle şehrin başına “kibar” bir belediye başkanı gelmişti. Kordon’daki güzelim tarihi evler yıktırıldı. Yerine beton apartmanlar oturtuldu, dağ taş gecekonduya açıldı, görgüsüz zenginler şehrin merkezini yağmalayıp betonlaştırdılar, hırslı yoksullar çevrede arazi mafyasını kurdular, körfez lağım çukuruna döndü, kıyılar yok edildi. Karşıyaka beton ormanına dönüştü; tarihe, doğaya, çevreye, insana, estetiğe, kente, uygarlığa karşıt oluşumun sonunda, sıra geldi tarihsel Kordon’un önünde denizi doldurmaya… Tükettik İzmir’i… Kokuttuk Körfez’i…

Kentin tam göbeğine de, mezar taşı görüntüsünde “beş yıldızlı” bir otel diktik.

Peki, güzelim İzmir’i düşmanın elinden bunun için mi kurtarmıştık?..

Belediye Başkanı başına geçtiği beldenin çevresindeki toprakları kamulaştırırsa… Arazi mafyasıyla anlaşıp tezgahını kuracağına, kamulaştırdığı toprakları parselleyip orta halli vatandaşların kurdukları kooperatiflere dağıtsa; planlı programlı, çağdaş kentleşmeyi yeğlese… Neler olmaz?..

O Belediye Başkanı’na herkes düşmanlaşır, çünkü “kötü örnek” oluşturmuştur.

İşte Gürbüz Çapan!..

Tunceli’den, Kars’tan, öteden, beriden, çoğu Doğu Anadolu’dan gelen üç beş kişinin yaşadığı Esenyurt’a Belediye Başkanı seçilen Gürbüz Çapan, yasalara bakarken görmüş ki, bir belediye çevresindeki araziyi kamulaştırabilir… Ve kamulaştırmış…

Bu işin kolay olduğunu sanmayın!.. İstanbul yedi tepe üzerine kurulmuştu, yedi tepenin ötesinde Trakya’dan Adapazarı’na dek dağ taş arazi mafyasının bilek gücüyle kapatılıyor, gecekondu mafyaları oluşuyor, toprak rantı üzerine kurulan tezgahlarda trilyonlar dönüyor, silahlar konuşuyor. Anadolu’dan göçenler bu coğrafyada plansız, programsız, tapusuz, yasadışı yerleşimlerin uç beyliklerini oluşturuyorlar. Arkasından da hemşerilerini yöreye çekmeye başlıyor, arazi mafyası önderliğindeki İstanbul çevresi hemşerilik üzerine garip ve yoz kentleşmeyi yaşıyor. Çeteler bu sürecin egemenleridir.

Sen kalk, bu gidişatın tersine bir kararla, belediye sınırlarına mücavir (komşu) toprakları kamulaştırıp kooperatiflere dağıt!.. Adamı vururlar!..

Gürbüz Çapan’ı vurdular… Vurmayıp da ne yapacaklardı?..

Esenyurt Belediye Başkanı “kötü örnek” oluşturuyordu; mafya ile işbirliği yaparak gecekondu piyasasını serbest bıraksaydı, vurulmazdı.

Esenyurt’ta Pazar yerlerini mafyaya peşkeş çekseydi vurulur muydu?

Çete mi desem, mafya mı desem, yasadışı örgütler bu gidişle hepimizi teslim alacaklar!..

Ya da biz elbirliğiyle bu gidişe “dur” diyeceğiz…

Hiç kimsenin “bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” diyecek kadar zamanı yok!..

 


Bu İçeriği Beğendiyseniz Beğen Butonuna Tıklayınız!
Bu Haberin Aramalarda İlk Sayfalarda Çıkmasını İstiyorsanız + 1 Butonuna Tıklayınız!

Sayfa Başına GitGeri Git
5 (1)








Lütfen tüm alanları doldurun. Girdiğiniz bilgiler kesinlikle yayınlanmayacak, başka bir amaçla kullanılmayacaktır.

İÇERİK ARA

Aranacak Kelime