Dr. Gürbüz Çapan
Sayfa Sonuna GitGeri Git
A- A A+

DENİZ GEZMİŞ

06.05.2005, Cumhuriyet

Deniz 'lerimiz dalgalı, coşkuluydu... Aşkın ve devrimin 'Deniz' leri.. Mayıs gelincikleri gibi. Alı al'dı... Hayat dolu. Hayata gülen, yüzü güneşe dönük, yaşam sevinciyle ışıl ışıldılar.

Mayıs'ı bitirmeden koparıldılar... Hürriyet ve Adalet gülleriydi.

Yüzüm güneşe dönük, mezarlıklar yok. İşim, ben halkımın Özgürlük ve Adalet türküsüyüm, kolay kolay ölmem ben derlerdi.

Ölmediler...

Âşık ve isyankâr'ın dudaklarında hâlâ gülümsüyorlar...

Ben ilk onların asılmasından sonra gecelemiştim polis karakolunda.

Polis ve Adalet mekanizmasıyla ilk tanışmamdı.

Hâkim Alirıza Aslan Bey, azarlayıp Lise'ye göndermişti beni...

O zamanlar hâkimler pek dinlemezdi polis abilerin kanaatini...

Hâkim'lere sevgim saygım da böyle başlamıştı...

Yüreğime isyan ateşinin düştüğü ilk yıllardı...

Ve her Mayıs'ta isyan ve aşk ateşini yenilemeye çalıştım.

Mayıs'lar benim diklenme aylarım oldu...

Ve her Mayıs'ta yeniden doğarım..

Üç Mayıs hariç, bütün '1 MAYIS' larda emekçilerin yanında olmaya çalıştım.

Her 1 Mayıs'ta yeniden kayıt yeniledim.

Her yasak'a karşı durmakla görevli saydım kendimi...

Karınca kararınca bu yolun yol'cusu oldum.

Bir Altı Mayıs'ta düştüm aşka...

19 Mayıs'ta doğurmuş anam beni...

Özgürlük ve aşkın çocuğuyum.

Anamın ilk'iyim... Sülalemin ilk özgürlük bekçisi.. Yol'umdan dolayı kınayanlar da oldu, Yol'uma katılanlar da...

Mutlu da oldum mutsuz da...

Ölsem de gam yemem, yeter ki Mayıs'ta buluşayım toprakla...

Börtü böcekle Mayıs'ta haşır-neşir olmak isterim...

Mayıs böceği, çiçeği olarak dönmek isterim aranıza...

Tadına doyamadım Mayıs'ların...

Yasak delmenin zevkini tattım...

Ey özgürlük, ey aşk al beni kollarına...

Saçlarınla gece yap, gündüzlerime. Gözlerini, nemli, buğulu dolu dolu gözlerini ufkuma ger... Terini terime kat...

''Daya gövdeni gövdeme, gövdem gövdene CAN olsun...'' Yeniden yarat tutku'larımı... Aşkım'ı tutkuya çevir... O tutku'nun esiri et beni... Ey özgürlük ey aşk yeniden, yeniden tanıştır beni ölümle... Yeniden yaşama sevinci kat... Ölümlerde dirilmeyi, yaşamayı, savaşmayı öğret...

Kurumasın mayıslarım. Islak mayıs akşamları gel bana...

Fuzulî 'nin dediği gibi: ''El çek ilacımdan tabip, kılma derman/ Kim helalim zehri dermanındandır'' dedirt bana. Aşkı ve acıyı kardeşleştir. İkisinden de ne ayrı koy, ne eksilt. Senin acıların bana mey oldu... Beni meysiz bırakma ey aşk...

Çağır beni, gel de, öl de... Geleyim gelincik'ler gibi... Öleyim özgürlük türküleri gibi...

Yine bir 29 Mayıs'ta vurmuşlardı, beni... Arkadaşlarım nöbet tutmuştu başımda.. Sırası değil diye ölmemiştim. Özgürlük ve eşitlik savaşçıları ölmemeliydi.

Deniz'ler idam sehpasına giderken özgürlük savaşçıları olarak yeniden doğmuşlardı.

Bunu köhne zihniyetler anlayamaz. Onlar asılırken, binlerce çocuğa can verdiler... Milyonlarca emekçinin, mazlumun dünya uluslarının bayrağı haline geldiler.. Onlara acınır mı?.. Olsa olsa kıskanılır...

Onlar özgürlük ve eşitlik kavgasının teri, teni, bayrağı oldular...

Ellerini uzatarak CHE ile buluştular.

Köhne düzenin, köhne bekçilerinin yüreğine korku saldılar...

Kıskanıyorum seni DENİZ! Sen 24 yaşında kaldın... Ben ihtiyarlıyorum. Ben ufak ufak ölüyorum, sen dipdiri taze bir gelincik gibi yaşıyorsun...

Kıskanıyorum seni DENİZ, kıskanıyorum seni... Yapıştın kaldın gencecik dudaklara... Özgürlük oldun, AŞK oldun.

''Aşkolsun sana çocuk aşkolsun...''


PDF OLARAK İNDİR

Bu İçeriği Beğendiyseniz Beğen Butonuna Tıklayınız!
Bu Haberin Aramalarda İlk Sayfalarda Çıkmasını İstiyorsanız + 1 Butonuna Tıklayınız!

Sayfa Başına GitGeri Git
0 (0)








Lütfen tüm alanları doldurun. Girdiğiniz bilgiler kesinlikle yayınlanmayacak, başka bir amaçla kullanılmayacaktır.

İÇERİK ARA

Aranacak Kelime