

A- A A+
TAPINAK ŞÖVALYESİ
26.12.2008, Cumhuriyet“Tapınak Şövalyeleri”nin yönettiği bir operasyon... Arkasında “Nüfus Casusları” var. Bunlar yurtdışından gelen “etki ajanlarıyla” birlikte, Türkiye’de çok büyük bir operasyona giriştiler. Bu operasyonla amaçlanan; ordu, polis, yargı, din, basın ve siyaset dünyasını etkisizleştirmek ve “ılımlı İslam” konseptini Türkiye’ye yerleştirmektir. Bunun için en etkili “Nüfus Casusu” olan Tuncay Güney kullanılmıştır.
Ne oldu? Kavramlar çok mu tanıdık geldi? Nereden? Kimden?
Bir bilmecem var dostlar. Haydi, sor sor. Irak’tan sonra, İran’dan önce yenir. Acaba nedir nedir? AKP ile Bush anlaşmasından sonra. Tamam, şimdi buldum: Ergenekon… Ergenekon… Ergenekon…
İyi de “Tapınak Şövalyeleri”, “Nüfus Casusları” dikkat -nüfuz- değil, “etki ajanları”... Nereden çıktı bunlar?...
***
Evet, bunlar; müthiş İçişleri Bakanı Sadettin Tantan ile meşhur olan söylemler. Daha ortalıkta ne “Fethullah’ın F” si ne de “Fehmi’nin F” si var.
Ama aynı kavramların yazılı dokümanları, kimde çıkmış?
Tuncay Güney’de!
Şimdi Ergenekon dosyalarından 2001’de Tuncay Güney’in ev aramasında ele geçirilenleri okuyorum:
- Tapınak Şövalyeleri
- Nüfus Casusları
- Etki ajanları ve diğer dokümanlar
Kimin kimden etkilendiğini, Tantan ve Tuncay Güney açıklayacak. Uzun süren polis istihbarat takibinden sonra, Sadettin Tantan İçişleri Bakanı, onun istihbarat kökenli dehşet cengiz polis müdürü Kazım Abanoz İstanbul emniyet müdürü.
En iyi onlar tanıyor Tuncay Güney’i ve ne anlatacağını en iyi onlar biliyor.
Güney’i polis istihbarat, onların zamanında bülbül yapıp kafese koydu. Ama Sadettin Tantan sus pus! Niye? Ben ne Tuncay Güney tanırım ne de Veli Küçük. Ama Tantan ve Abanoz’un tanıdıkları değil mi?
Tantan’a bir kötü haberim var. Ağasının da adını Tuncay Güney’in anlattıklarının arasına katmıştır. Kim mi: Korkut Özal. O mu iyi senarist, yoksa onun yetiştirdiği ve şu an Ankara’da ve İstanbul’da çok iyi senaryo yazdığını sanan haytalar mı? Göreceğiz.
***
Şimdi aklıma takılan soruya yanıt arıyorum. Güney’den çıkan belgeler nasıl oluyor da Colombo tarzı pardösüsünün yakaları yukarı kalkık, saçları Al Capone usulü ortadan ikiye ayrık pehlivan ve Ermeni vakfı sever, Tantan’ın söylemleriyle aynı oluyor? Hem ikisi de aynı hatayla “Nüfuz Casuslarına” ısrarla “nüfus” diyor ve yazıyor. Hayret!
Karanlıkta göz kırpmayı sevenler, üzerlerine ışık tutulunca tarla tavşanına dönerler. Ergenekon yargılamaları o ışık olacak. Kimse bundan kaçamaz.
Tantan konuşmak zorundadır.
“Strateji” diye bir dergide yayımlanan “Ergenekon”, “Lobi”, “Türkiye-C FR gizli hükümet ortaya çıktı”, “Bilderberg” yazıları tam 10 yıl sonra; Ergenekon davasının çok gizli belgeleri oldu.
Dergiyi kim çıkarttı? Tuncay Güney. Bu yazıları kim denetledi? Polis, savcı. Siyasi sorumlu: İçişleri Bakanı Sadettin Tantan.
Onlara ne oldu?
Suya kaçtı. Sonra ne oldu? İnek içti. İnek ne oldu? Dağa kaçtı. Dağ ne oldu? Altın arama ruhsatıyla işletmeye açıldı.
Çalınan tenekeleri duyuyor musunuz? Boş tenekeleri. Çanlar gibi.
Tan….Tan…..Tan…..Tiki….Tan…Tiki…..Tiki….Tiki…..Tan tan tan…

