Dr. Gürbüz Çapan
Sayfa Sonuna GitGeri Git
A- A A+

MAHPUSLUK VE MEKTUP

21.11.2008, Cumhuriyet

Mektup, hayat öpücüğü imiş mahpusa; yalnızlığını bölen, çoğaltan onu güneş gibi saran sıcacık… Usul usul, fısır fısır konuşan sevgili gibi…

Buradayım!.. Hadi uzan, tut elimi yanağını uzat yanağıma Ben bir kelebeğim!

Seni götürdüklerinde fark ettim, ne büyük bir yer kapladığını Deli gibi irileşti gözbebeklerim, bakınıyorum, nerdesin?

Sokaklar, caddeler bomboş, sensiziz!

Bir müddet yazmak istemedim, ‘mektup’ dediğin kişiye özel olur dimi? Herkesler okumasın yazdıklarımı…”

Mektupları okuyorlar mı?”

Sadece mektuplar olsa, hücremi 24 saat kamerayla gözetliyorlar…

Neler yapıyorsun, nasıl geçiyor zaman?

Mahpusta en zalim gardiyandır zaman!

Okuyorum; buradan, yalnızlığımdan, kendimden kaçmak için okuyorum. Sonra benden önce açılmış okunmuş yüzlerce zarfı alıyorum elime;

Gür bir ses: “Yalnız Değilsin!”

7’den 70’e dedikleri bu olsa gerek. Cümleten sağ olun, iyi ki tanımışım sizleri…

Kokunuzu, bakışınızı, seslerinizin tınısını özledim!

***

Sokağımda üç tekerlekli bisiklet yarıştıran, iri kara gözlü iki yaramazım vardı; iki dünya güzeli: Şilan ve Dilâ… Şımarık şeytanlarım pek pas vermezlerdi bana…

Şilan, resim yapmış göndermiş. Sokakta birlikte yürüyoruz; başımızdan kalp resimleri ve çiçekler yağıyor…

Dilâ;Sevgili Gürbüz Amca, sana yaptığım tüm kötülükler için çok özür dilerim. Sana gerçeği söyleyeceğim. Küçükken senden çok korkardım. Hep senden saklanırdım. Büyüye büyüye sana alıştım. Ve sevmeye başladım. Ama Şilan beni senden korkuttu. Ben de büyük birisi olduğum halde senden korkmaya başladım. Senden özür dilerim. Senin orada ne kadar acı çektiğini biliyorum. Şilanlara gittim ve senin orada olduğunu bildiği halde ‘Oh iyi olmuş’ dedi. Ona kızacaktım. Neyse 29 Ekim Cumhuriyet Bayramın kutlu olsun.

Bir de bu güzelleri benden kıskanan yeğenim Kerem var:Amca seni çok seviyorum. Seni çok sevdiğim için sana bir Atatürk şiiri yazacam: Ben bir küçük Atatürküm / minicik yüreğinde / dağlar kadar sevgisi olan!..

Kerem de 7 yaşında.

Bir de 70’lik dededen;

Sözüm sanadır / Gün gelir, her şey değişir. / Gün gelir, hapisteki insan çıkar hayata karışır, / Gün gelir, kürsüde oturup kararlar veren yargıç / Emekli olur avukatlığa başlar. / Gün gelir, güvenlik komutanı emekli olur, / Gün gelir, gardiyan işinden ayrılır, başka işlere girer. / Hapishane zor geçittir. / Kimse hapishaneye girdiği gibi çıkmaz. / Ya büyür ya küçülür. / Büyüse de insandır, küçülse de insandır. / Gün gelir, suç sayılan erdem, erdem sayılan suç olur. / Gün gelir seni bulur. / Sen ki insansın / Sözüm sanadır.

Erdal Atabek. Anladım abi.

***

Bu şiiri sana adıyorum diyor Esenyurtlu bir genç:

Çeneni avuçlarının içine alıp, / Duvara dalıp / Kalma! / Çeneni avuçlarının içine alma!.. / Kalk! / Pencereye gel! / Bak! / Dışarıda gece bir cenup denizi gibi güzel, / Çarpıyor pencerene dalgaları!.. / Gel! / Dinle havaları; / Havalar seslerin yoludur, / Havalar seslerle doludur; / Toprağın, suyun, yıldızların / Ve bizim seslerimizle / Pencereye gel! / Havaları dinle bir; / Sesimiz yanındadır, / Sesimiz seninledir.

Kimin şiiridir bilmiyorum, bana yazılmış sayarak yeniden hayat buluyorum.

Başka biri; Sizi çok özledim, çok uzattınız gelin artık, lütfen!..Umut. İyi bakın kendinize!

Bunca sevgi kucağında ölünmez ki a canım.

Bu sese, bu çağrıya gelinmez mi?

Bahara kapılarınıza unutma beniekin. Unutma benimavi çiçektir. Mavi umuttur! Umudu dik tutun!

“Düşmana inat bir gün fazla yaşayacağız!”

Ölsem de gam yemem değil, ölmeyeceğiz!

Yeni ve koca bir hayat bizi bekliyor!

Haydi ana, çayı ocağa sür.

Haydi gençler, halaya durun!...

Bahara düğün var Esenyurt’ta!


PDF OLARAK İNDİR

Bu İçeriği Beğendiyseniz Beğen Butonuna Tıklayınız!
Bu Haberin Aramalarda İlk Sayfalarda Çıkmasını İstiyorsanız + 1 Butonuna Tıklayınız!

Sayfa Başına GitGeri Git
5 (1)








Lütfen tüm alanları doldurun. Girdiğiniz bilgiler kesinlikle yayınlanmayacak, başka bir amaçla kullanılmayacaktır.

İÇERİK ARA

Aranacak Kelime