Dr. Gürbüz Çapan
Sayfa Sonuna GitGeri Git
A- A A+

BULGARİSTAN'IN SIĞINDIĞI VAHŞİ KUCAK!

05.11.2004, Cumhuriyet

Bulgaristan Makedonya'nın tahıl ambarı, insan ambarı Tuna eyaletinin merkezi Rusçuk, Rusçuk, Rusçuk yareni...

Hey gidi Mithat Paşa !.. Dişini tırnağına takarak vatan yapmaya çalıştığın Tuna eyaleti. Batık Osmanlı'ya kan vermeye çalışmak.. tren yolu, karayolları, köprüler, fenni ziraat, kooperatifleşme, imecenin şahlanması arkasına bugün ülkemizin direği olan Ziraat Bankası... Yani ilk modern devlet çekirdeği.

Genç yaşta sadece başarma arzusu, kalıcı olma kaygısı. Tanzimatçıların ardılı. İttihat Terakki'nin (ulus devlet anlayışının çoban ateşinin) öncüsü, hocası, ilk anayasa yazıcısı, koca bir yürek, yurtsever ve ölüm yolcusu Mithat Paşa...

(Bizde başarı kelleni vermekle ödüllendirilir)

Seni izliyorum Burgaz'da, Varna'da, Dobriç'te, Silistre ve Rusçuk'ta... O kadar derin ki izlerim, hâlâ anlatılmakta efsanen. Anlaşılamadığın ya da anlaşılmadığın Osmanlı'da, anlaşıldığın bugünkü Bulgaristan üzüyor beni, bu açmaz, bu aymazlık, halkımın paşası Mithat Paşa!..

Doğurmayan kadına ana, doyurmayan toprağa toprak, güvenlik sağlamayan devlete vatan denemeyeceği anlaşıldığı günden beri, sen bu topraklarda ana olmuş, toprak olmuşsun a.. Mithat Paşam ruhun şad olsun...

Buralarda gezerken 3 isim hatırlıyorum: 2. Murat ( Fatih Sultan Mehmet 'in babası) oraları yurt edinmedeki öncülerimizdendi. Mithat Paşa, malum kalıcı olma kavgasının adresi oldu ve Nâzım ! Yurtsuz Nâzım, sürgün Nâzım, hasret Nâzım!

''Bir vapur geçer Varna önünden,

uy Karadeniz'in gümüş telleri

bir vapur geçer Boğaz'a doğru.

Nâzım usulcacık okşar vapuru,

yanar elleri...''

(27 Mayıs 1957)

Ve ben şimdi gezdikçe, yanıyor yüreğim. Yurt edinemediğim yurdumu gördükçe ve gördükçe hanları, hamamları ve ırkımın ayak altında kaldığını, 20. yüzyıl başında boşalttığım yurdumu, arta kalanında 20. yüzyıl son çeyreğinde kaçarak terk ettiği yurdumu gördükçe yanıyor yüreğim.

Tarımda çalışan köylüye teşvik veriliyor, Bulgar ırkına ayrı skala uygulanıyor, Türk ırkına farklı skala uygulanıyor. (Ek biç getir, 2. yıl belki teşvik alırsın, tohum ve gübre alırken başka film kötü tohum, niteliksiz gübre vs. sürüp gidiyor.)

Din coğrafyası haline gelmiş Bulgaristan'ı şimdi Kuzey Avrupalılar yazlık yapıyor, 1950'den sonra Rusya'nın 'daçe' si olan ülke şimdi Kuzey Avrupa'nın yazlığı oluyor.

Oysa ne kadar tanıdık yüzlü şehirler; Burgaz'ı, Varna'sı, Rusçuk'u. Yüzümü yüzüne dayayasım geliyor. Önce sosyalizm büyük ve tekdüze bloklar yapmış, şimdi de azgın frensiz kapitalizm, hem şehirlerin kimliğini bozuyor hem de kıyı yağmacılığı yapıyor. Aynı 1985 Türkiyesi, paldır küldür oteller ve ikinci konut diye tabir ettiğimiz yazlık konutlar. Pazara çıkacak mecali olmayan köylü hemencecik Euro öğrenmiş. Bizdeki dolar tutkusunun yerini orada Euro almış.

Kuzey Avrupalılar yerleşmeye başlamış. Emekli Avrupalılar yerleşiyor. Bütün yollar Avrupa Birliği tarafından onarılıyor, genişletiliyor. Her yerde AB tabelası...

Türkiye'ye dönüyoruz, karayoluyla... Yolda bir tek Türkiye tabelası yok. Türklerin bir etnik partisi iktidar ortağı, ama tabela dikemiyorlar galiba. Türkiye Büyükelçisi ya da Burgaz'daki konsolosumuz karayolunu kullanmıyorlar herhalde.

Zembereği boşalmış gibi koşuyor Bulgaristan. Sığındığı kucak vahşi kapitalizm. Ormanlar, eski eserler (antik binalar), şehir içindeki parklar imara açılarak yağmalanıyor. Bu kısmı tam Türkiye gibi...

Hem yoksul Bulgar yurttaşlarda, hem de orada kalan Türk yurttaşlarda sosyalizm özlemi... Bir yıl sonraki seçimlerin favorisi Sosyalist Parti gözüküyor...

Hoşça kal Bulgaristan, hoşça kal vaat edilmemiş topraklarım.


PDF OLARAK İNDİR

Bu İçeriği Beğendiyseniz Beğen Butonuna Tıklayınız!
Bu Haberin Aramalarda İlk Sayfalarda Çıkmasını İstiyorsanız + 1 Butonuna Tıklayınız!

Sayfa Başına GitGeri Git
0 (0)








Lütfen tüm alanları doldurun. Girdiğiniz bilgiler kesinlikle yayınlanmayacak, başka bir amaçla kullanılmayacaktır.

İÇERİK ARA

Aranacak Kelime