Dr. Gürbüz Çapan
Sayfa Sonuna GitGeri Git
A- A A+

EDİRNE'Yİ SELE VERDİK

23.11.2007, Cumhuriyet

Çağın başında Yunan veya Balkan ülkeleri işgal ederdi. Şimdi sel götürüyor.

1960'larda kıt kanaat şartlarda Süleyman Demirel tarafından yapılan dere-nehir ıslah çalışması, bugün çok yetersiz kalmakta. Nehir yatakları kumla dolmuş...

Osmanlı padişahları nehir yatağına kırk merdivenle inermiş. Şimdi dört merdiven bile yok. Nehir yataklarının temizlenmesi gerekiyor. Gerçi nakliye sorunu olmazsa, nehir yataklarındaki kum yıkanınca, bir numara sıva kumu olur. Ama nakliye problemi olduğundan kimse dönüp bakmıyor. İstanbul'un deniz kumundan sıva yapıyorlar, demiri korozyona uğratıp depremdeki en büyük yıkım sebeplerinden birini oluşturuyor.

25 km. nehir yataklarının temizlenmesi büyük külfet. Devletin mecali yok.

Trakya sulamasında kullanılsa, Türkiye'nin ikinci "GAP" ı olur. Tarımı zıplatır. Ancak kolaycı yaklaşımla en mümbit tarım arazileri sanayiye açılmış durumda.

Bizim oralarda bir halk deyimi oluşmuş: "Aras akar, Kağızmanlı bakar !" Trakya'da da Tunca-Meriç akıyor, Türkiye bakıyor.

***

Çarpık şehirleşme Osmanlı'nın en kadim şehrini bile vurmuş. Nehir kenarına Karaağaç diye bir mahalle kurmuşuz, şimdi tümü sel altında. Yetmemiş.. Emniyet Müdürlüğü, DSİ, Üniversite, Öğretmenler Evi ve Silahlı Kuvvetler'e ait sosyal tesisler sel altında.

Hadi vatandaş bilemedi.. yaptı su yataklarına evlerini. Ya devlet kurumları? Koca Edirne ovasında yer mi yok?

" Dere yatağına ev yapanın evini sel götürür, altmışından sonra genç kız alanın eşini el götürür!" diye atasözümüz var amma, bizim atalarımız bu sözü bize değil Çinliler ve Ruslar için söylemiş galiba!

Sel uslandırmıyor, deprem uslandırmıyor, savaşlar uslandırmıyor! Allah uslandırsın bizi!..

Bulgaristan'da enerji santralları özelleşince, vahşi kapitalizmin yasaları çalışmaya başladı. iki kuruşluk fazla enerji (elektrik) üreteceğim diye, yağmurların bu bolluğunda açıyor kapakları, o fazla elektrik üretiyor, ama tedbirsiz Türkiye'yi sel götürüyor. Allah'tan askeri birlik var Edirne'de, vatandaşları botlarla onlar topluyor.

Bu görüntüler, 7 bin kişinin sular altında kalması biraz da kimsesizliğimizin fotoğrafı gibi.

Biz yurdunu ve aziz milletini 'seven' bir nesil yetiştirdik. Şimdi onlardan 'seçkin' bir grup seçip kendimizi yönettiriyoruz...

Bu seçkinler, dünya mirası İda (Kaz) Dağları'nın, ki Yunan mitolojisinde bin pınarlı dağlar olarak anılıyor.

Hani ilk kâinat güzelinin seçildiği Afrodit'in rüşvet verdiği Paris-Helen efsanesinin yaşandığı İda Dağı.

Bin bir çeşit bitki örtüsünün olduğu temiz sular cenneti, havza olarak oksijen çadırı olan Kaz Dağları'nı şimdi, Amerikalı altın arayıcılarının emrine amade etmişiz.

Volkanik Kaz Dağı binlerce yıl sonra yeniden patlamaya hazır hale geliyor.

***

Burada akciğer rehabilitasyon merkezleri kursanız, bütün yaşlı Avrupa'yı çekersiniz. Hem para kazanır, hem de doğayı tahrip etmeden insanlığa hizmet edersiniz.

Biz çocukken polis amcalar bizi yakalar götürürdü " komünist " diye, savcı amcalar da, "Memleketin altına dinamit koyuyorsunuz " diye iddianame hazırlarlardı.

Şimdi soruyorum, Artvin'de, Tunceli'de, Kaz Dağı'nda, Bergama'da, vatanın altına siyanür sıkanlar, doğal tabiat varlıklarını imha edenlere dur diyecek polis ve savcı amcalar nerdeler?

Kıyı yağmalandı, sıra dağlarda!

Nükleer santrallar yolda. Ülken enerji çöplüğüne dönecek, Avrupa'da ne yasaksa bizde o serbest!

Hani vatan ' kutsal' dı; millet 'aziz' di?..

Kutsal'ı yağmalayan ya da yağmalatan, atalarından kalan bakır kap-kacağı satıp "melamin, noramin" alan, elindeki halı, kilimi , ahşap ne varsa kaptırıp , şimdi kanser hastalığına (grip salgını gibi) bön bön bakan biz, yarın da talan edilmiş bir ülke bırakacağız çocuklarımıza...

Haydi kolay gelsin "vatan-milletperver" yöneticilerimiz.

Çoğu gitti azı kaldı, ha gayret!..


PDF OLARAK İNDİR

Bu İçeriği Beğendiyseniz Beğen Butonuna Tıklayınız!
Bu Haberin Aramalarda İlk Sayfalarda Çıkmasını İstiyorsanız + 1 Butonuna Tıklayınız!

Sayfa Başına GitGeri Git
0 (0)








Lütfen tüm alanları doldurun. Girdiğiniz bilgiler kesinlikle yayınlanmayacak, başka bir amaçla kullanılmayacaktır.

İÇERİK ARA

Aranacak Kelime