Dr. Gürbüz Çapan
Sayfa Sonuna GitGeri Git
A- A A+

BENİM ERDAL İNÖNÜM...

09.11.2007, Cumhuriyet

"Dünyada en zor şey, insanın kendisini bilmesidir."

Thales

 

Kendini bilen nadir insanlardan biriydi. Ermiş yüzü, ışıklı gözleri hep büyülerdi bizi. Yanında boşluğa düşmemek için çırpınırdım adeta.

Önceleri Baba İnönü' den dolayı gıcık olurdum. Restatör, totaliter bir İnönü vardı kafamda. Çok geç tanıdım ve anladım onu. Benim zekâ ve ilişki özürlülüğümden kaynaklandı bu.

İlk Anılar ve Düşünceler adlı senfonisinin 1. cildini okuyunca ne kaybettiğimi anladım.

Partinin zangoç tayfası arasında kaybolmuştum. Ona muhalefet yapmak bize kişilik kazandırıyor zannederdik. Çok konuşmaz, ancak ne dediğini bilir, hedefi vururdu.

Ülke ve cumhuriyet rejimi onun mülküydü. O bir sahipti. Ona ortaklaşmak yerine eteğinden asılmak, bizim o eski kırık muhalifliğimizden kaynaklanıyordu.

Biz onu pek bilmedik, ama o, hepimizi bilir, ona göre davranırdı. Kendimi haylaz bir çocuk gibi hissederdim yanında. O kadar büyüktü ki biz yanında bir türlü büyüyemedik.

***

Bazen onun esprili üslubunu yakalayacağız diye, ona öykünür, cıvıklaşırdık.

Bir başöğretmendi. Her davranışında, konuşmasında bizleri eğitmeye çalışırdı. Kaba sabalığımızı acı bir tebessümle karşılar, ironik yaklaşımlarıyla bizi eğitmeye çalışırdı.

Partide çoğu kimse, normal yaşamı yakalayamamış, az eğitimli, aldığı eğitimi sindirememiş, çoğu yoksul, işsiz güçsüz, ayak takımındandı. Muhtemel ki kabalıklarımızdan kimi zaman boğulur gibi oluyordu. Yüklendiği sorumluluk gereği bizlere tahammül ediyordu.

Köylü kurnazlığı had safhadaydı. Gülmez, gülümserdi. Bir bilgi ayıklama ustasıydı, sanki anlattığımız konuları bilir, yalanı yanlışı ayıklayıverirdi.

Parti başkanlığından ayrılıncaya kadar, uzağındaydım. Bana "Sn. Çapan" diye hitap ederdi. Bunun mesafeli ve soğuk bir hitap tarzı olduğunu çok sonra anlamıştım. Neden sonra "Gürbüz" demeye başladı. Ben de çok akıllı, usturuplu özeleştiri yapmıştım. Önyargılarım vardı. Onun esiri olup Erdal Bey'i bir türlü görememiştim.

Gerçi bütün Türkiye de benim gibiydi. O konuşamıyor dedikleri Erdal İnönü, parti başkanlığını bırakınca, her taraftan davet edilirdi, ülke sorunlarıyla ilgili konuşma yapmak üzere.

Kendisi de ironik bir şekilde yaklaşırdı. "Ben de anlamıyorum. İyi konuşamam, ama nedense birçok yere davet ediliyorum" tarzında, biraz da yakınmayla dalgasını geçerdi.

28 Şubat tartışmaları var. Darbe geldi geliyor. Bir toplantıda Erdal Bey'e sordular, ne oluyor diye. Cevap müthişti: "Eskiden diş macunu çelik tüplerde olurdu. Bastınız mı diş macunu çıkardı ve geri toplamak da mümkün değildi. Şimdi plastik tüpler var. Basın çekin, diş macunu hemen tüpün içine çekiliyor." Dinleyen aydınlar gülmüştü.

***

Ordunun peşrev çekmesini daha güzel nasıl anlatabilirdi!

Bir karikatür ustası gibi, koca konuları bir-iki cümleyle en keskin biçimde anlatırdı.

Daha sonra sosyal demokrat hareket krize girdiğinde; çözüm olarak Erdal Bey'e başvurduk. "Ben yaşlandım, genç birini bulun" demişti. Biz de, mahallede eskimiş haytalar birbirine razı gözükmüyor, ancak sizin hakemliğinizle bu işi çözeriz, dedik. Bütün ısrarlarımıza rağmen kabul etmek istemedi.

Sevinç Hanım'ın kardeşine kefaletten dolayı dolandırıcı muamelesi yaptılar. Çok üzüldü. Birbirimizi korumaktan acizdik.

Türkiye'nin insan kaynaklarını ve kabiliyetini iyi biliyordu. Sonra bir çalışma başlattı. Yeni yüzler ve yeni insanlar (politikaya bulaşmamış unsurlar) aramaya başladı. Ancak biz eskiler pek fırsat vermiyor, her yerde bir başka kılıkta karşısına çıkıyorduk. Sonra da yorduk, hırpaladık. O da siyaset kapısını kapayıverdi.

Biz de yenilenemeden, yenile yenile bugünlere geldik. Kaç yenilgi yaşayacağız bilmiyorum. Geri çekiliyorsun, "Kaçtı" diyorlar. Öne çıkıyorsun "Yetmedi mi?" diyorlar.

Bugün Türk solu olarak, dayanışma ruhunu kaybetmiş, umudunu tüketmiş, dedikodu bataklığına saplanmış; yağmura hasret, çatlamış tarlaya döndük.

Türk solunu istihdam edecek yeni bir ermişe ihtiyaç var.

Türk solu "ermiş" ini kaybetti.

Sağken Erdal Bey'e layık olmadığım için üzgünüm.

Türk solunun başı sağ olsun.

Işıklar içinde yatsın.


PDF OLARAK İNDİR

Bu İçeriği Beğendiyseniz Beğen Butonuna Tıklayınız!
Bu Haberin Aramalarda İlk Sayfalarda Çıkmasını İstiyorsanız + 1 Butonuna Tıklayınız!

Sayfa Başına GitGeri Git
0 (0)








Lütfen tüm alanları doldurun. Girdiğiniz bilgiler kesinlikle yayınlanmayacak, başka bir amaçla kullanılmayacaktır.

İÇERİK ARA

Aranacak Kelime