Dr. Gürbüz Çapan
Sayfa Sonuna GitGeri Git
A- A A+

AKP'YE AÇIK MEKTUP

27.07.2007, Cumhuriyet

Seçimlerde solun başarısızlığı ile ilgili birtakım sosyolojik tahliller yapıladursun, AKP Cumhuriyet tarihinde eşine rastlanmamış bir seçim başarısı kazandı. Yüzde 46'lık oy oranı ile geçen seçim aldığı oyu neredeyse yarı yarıya artırdı.

Recep Tayyip Erdoğan 'ın bu seçim sonucundan sonra yaptığı konuşma son derece anlamlıydı: "Bize oy vermeyenlerin de mesajını anlıyorum" diyordu, "Lütfen müsterih olun, kime oy vermiş olursanız olun, oylarınız bizim için değerlidir".

Önümüzdeki beş yılda AKP'yi önemli bir sınav bekliyor. Çünkü AKP'nin genel başkanı, seçim sonrası yaptığı bu konuşmaya uygun açılımlar yaratmakla yükümlü. Her iki seçmenden birisinin oyunu alan iktidar partisinin yükü, geçmiş dönemden daha ağır.

Yalnızca kendisine oy verenlerin değil, vermeyenlerin de taleplerini duymak, beklentilerini karşılamak sorumluluğu altındadır.

Gücü de bulunmaktadır; arkasında müthiş bir halk desteği ile Türkiye 'nin beklediği, gerek duyduğu demokratik atılımları gerçekleştirebilir.

Sayın Erdoğan samimi ise "kimsesizlerin kimsesi" olmak konusunda, kendisine oy vermeyenleri, kimsesizleri kucaklamalıdır.

AKP, hem seçim öncesi hem de sonrasında uzlaşmadan, geniş halk kitlelerinin mutabakatından bahsetmişti. Aynı zamanda Avrupa Birliği hedefi de AKP'nin önceliklerinden bir tanesi.

Bu sözlere uygun olarak kendilerinden bu ülkenin beklentileri vardır; bu ülkenin siyasal alanını, moda deyimle normalleştirecek düzenlemelerin yapılması gerekliliği.

***

Bu doğrultuda AKP'nin yeni dönemdeki sorumluluklarının en başında 12 Eylül Anayasası'nı değiştirmek geliyor.

Artık hiçbir biçimde Türkiye'nin ihtiyaçlarını karşılamayan bu anayasanın değişmesi , bununla beraber ülkenin 12 Eylül ile yüzleşmesi gerekiyor.

Her türlü örgütsel hakkın önünü tıkayan, çağın gereklerine aykırı, mevcut haliyle hiçbir demokratik açılıma izin vermeyen bu anayasa artık değişmelidir.

Sayın Başbakan seçim öncesi bu yönde verdiği sözleri tutmalı, geniş kitlelerin mutabakatıyla ve örgütlü katılımlarıyla bu değişimi yaratmalıdır.

İkinci adım, Türk demokrasisinin önünde ' Demokles ' in kılıcı' gibi duran Seçim Yasaları ve Siyasi Partiler Yasası'nı demokratik hale getirmektir.

Siyasal alanda her türlü eşitsizliği üreten 'delegelik' gibi hiçbir ahlaki ve demokratik zemine oturmayan, liderlik sultasının önünü açan, bireyin siyasal mekanizmalarda var oluşunu engelleyen, bölge, mezhep ve hemşeri örgütlenmelerini teşvik eden, siyasal sistemimizi zehirleyen düzenlemeler artık kaldırılmalıdır.

AKP çizdiği AB hedefine de koşut olarak bu değişimleri gerçekleştirmek durumundadır.

Bir diğer konu yüzde 10 barajıdır. Dünyanın hiçbir çağdaş ülkesinde var olmayan, seçmenin tercihine adeta ipotek koyan baraj hiçbir gerekçeyle savunulamaz.

Bugüne değin iktidarlar kendi iktidarlarını korumak için bu antidemokratik düzenlemeleri değiştirmek ve hatta tartışmak ihtiyacını duymamıştır. Geçen dönem AKP de bu ihtiyaç içinde olmadı. Ne barajdan söz etti, ne Siyasi Partiler Yasası'nın değiştirilmesinden.

Ancak artık AKP, aldığı seçim başarısına yenisini eklemeli, tüm bu değişimleri yaratacak ortamı hazırlamalıdır. Kendisinden ve kendisinden farklı düşünenlerden korkmadan bunu yapmalıdır.

****

Madem merkezdedir, madem Avrupalıdır, madem içinde solcular da bulunmaktadır ve yalnızca oy verenlerin değil, oy vermeyenlerin de sesini duyma iddiasındadır; o zaman kendilerinden yurttaş olarak beklentimiz, sesimizi duyması ve bu ülkenin gerek duyduğu bu köhne sistemin çağdaş ülkeler düzeyine getirilmesi için adımlar atmasıdır.


PDF OLARAK İNDİR

Bu İçeriği Beğendiyseniz Beğen Butonuna Tıklayınız!
Bu Haberin Aramalarda İlk Sayfalarda Çıkmasını İstiyorsanız + 1 Butonuna Tıklayınız!

Sayfa Başına GitGeri Git
0 (0)








Lütfen tüm alanları doldurun. Girdiğiniz bilgiler kesinlikle yayınlanmayacak, başka bir amaçla kullanılmayacaktır.

İÇERİK ARA

Aranacak Kelime