Dr. Gürbüz Çapan
Sayfa Sonuna GitGeri Git
A- A A+

VİETNAM SENDROMU!

06.07.2007, Cumhuriyet

ABD'nin Vietnam'da savaşan askerleri, dönüşte çeşitli kriz yaşadı ve yaşattılar. Bir kısmı kendine yönelik saldırılar, intihar girişimleri, kişilik yıkılmaları yaşarken bir kısmı dışa dönük şiddet ve terör uyguladılar. Evinde karısını, çocuğunu dövme, öldürme; suç örgütlerine katılma, buralara bulaşırken ağır makineli tüfek kullanma gibi bir yığın absürd şeyler gelişti.

Amerikan sineması buradan beslenerek çokça film yaptı. Bir sürü trajedi ve dram izlemişimdir.

ABD'de bu yönde bir sürü psikiyatri kliniği ve askeri hastaneler çok etkin tedavi ve yeni yöntemler geliştirdiler. Savaş sonrası ruhsal bozukluklar olağandır. Ölüm korkusu, arkadaşını kaybetme, sevdiği komutanını kaybetme.. her biri genç insanlar üzerinde derin travmalar yaratır. Bundan daha olağan bir şey yoktur. Ancak sorumluluk sahibi devlet ve askeri yetkililerin buna etkin müdahalede bulunup tedbir almaları gerekir. Bunun en başta geleni psikiyatri kliniklerini geliştirmek, ücretsiz hale getirmek hatta evlerde psikiyatri destek üniteleri oluşturmaktır.

Bizde harp cerrahi merkezleri gelişmiştir. Fizik rehabilitasyon merkezleri de gelişmiştir. Ancak psikiyatrik tedavi ve rehabilitasyon merkezleri hazırlanmamış ya da çok eksiktir.

Ülkemiz 25 yıldır düşük yoğunluklu iç savaş yaşamaktadır. Bazen ateşi düşse de psiko travmatik yoğunluğu sürgit artmaktadır.

Savaş olmasa da her an olacakmış gibi psikolojik gerginlik körüklenmektedir. Bu hem ulusal bazda, hem de asker ve askere alınacak yaştaki insanlarda ve onların yakın çevresinde psikolojik yıkım yapmaktadır.

***

Geçenlerde nihayet Genelkurmay Başkanımız Yaşar Büyükanıt Paşa savaşa gönderileceklerin özel eğitimlerden geçirilip profesyonelleştirileceklerini açıkladı. Bu çok geç kalmış ama alınması gereken doğru bir karardır.

Gerilla taktikleri uygulayan terör örgütüne karşı nizami orduyla savaş zordur. Hem maddi külfeti ağır, hem manevi külfeti ağır bir çabadır. Ne yaptığını, niye yaptığını, nasıl yapması gerektiğini bilmezse, sadece askeri faaliyet sanırsa bizdeki gibi çok ağır sonuçlar elde edilir.

Ajitasyon, propaganda, psikolojik ve askeri mücadelenin birlikte, orantılı ve koordineli yapılması gerekirken, askeri ucu sivriltilerek çoğu zaman karşımıza devlet terörü çıkmakta, mücadele alanını bölücü harekete nadaslanmış tarla gibi bırakmakta.

Terör hareketi, silahlı propagandayı iyi yapmakta. Çoğu zaman da devlet kendi olanaklarıyla terör örgütünün propagandasını yapmaktadır.

Savaşa giden unsurlarımız geriye 'Kürt düşmanlığı' ile dönmektedir. Kürt olmakla PKK'li olmak artık aynı anlama gelmektedir. Cephe gerisinde psikolojik harp devam etmekte ve bu durum kanıksanması bir yana bazı unsurların vazife çıkarmasına kadar gitmektedir.

Kürtler bizim kurucu ve esas unsurlarımızdır. Kuvayı Milliye düşmana (işgalcilere) karşı bir örgütlenmeydi. Bir sürü yerde, eski askerlerin öncülüğünde yeniden Kuvayı Milliye örgütleri kuruluyor. Bizler de tiyatro izler gibi izliyoruz.

***

Masum bir şeymiş gibi gözüküyor. Oysa biz bölgenin güçlü bir devletiyiz. Bir milyonluk askeri ve polis gücü olan bir devletin sokaktaki basit çete örgütlenmesine ihtiyacı yoktur, olamaz da. Bunlara çanak tutanlar, göz yumanlar gaflet uykusundalar.

Kaybettiğimiz sadece şehitler değil, gaziler, sağ dönenler; dönüşte psikolojik travmalı olanlar da ağır külfetiyle, ciddi kayıplarımızdır. Daha da mühimi Kürt unsurlarımızı kaybediyoruz. Kendilerini yalnız ve kimsesiz hissetmeye başlamışlar.

Son günlerde anlatılan bir fıkrayla yazımı bitirmek istiyorum. Bu fıkra darb-ı mesel belki sorumluluk sahiplerini de uyandırır.

"Diyarbakır'da bıçkının teki, vilayetin önünde parkta yatacak. Yer yok. Işıklandırılmış, havuz başı da olan Mustafa Kemal heykelinin dibine uzanır. Ceketini yorgan yapar, bıçağını da göğsünde tutar. Uyandığında bakar ki, ceket, bıçak yok. Heykele döner: Lo Musto Kemal sana güvendik eteğine sığındık. Nerdesin loo. Beni soydular haberin bile olmadı. Uyiyemisen lo?.."

Bu trajediye izin vermeyelim. Bu devlet bütün unsurların tek sahibidir!..


PDF OLARAK İNDİR

Bu İçeriği Beğendiyseniz Beğen Butonuna Tıklayınız!
Bu Haberin Aramalarda İlk Sayfalarda Çıkmasını İstiyorsanız + 1 Butonuna Tıklayınız!

Sayfa Başına GitGeri Git
0 (0)








Lütfen tüm alanları doldurun. Girdiğiniz bilgiler kesinlikle yayınlanmayacak, başka bir amaçla kullanılmayacaktır.

İÇERİK ARA

Aranacak Kelime