Dr. Gürbüz Çapan
Sayfa Sonuna GitGeri Git
A- A A+

MERHABA HAYAT!

22.06.2007, Cumhuriyet

Ali Müfit Gürtuna 'nın eşi Reyhan Gürtuna türbanı attı. Ve "Merhaba hayat!" dedi. Güneşin bu kadar bol olduğu memlekette, insanlarımız güneşe hasret yaşamakta.

Küçükken yeteri kadar güneş almayan çocuklarda "raşitizm" -kemik hastalığı- gelişir. Bacaklar eğilir ilk önce. İçeri eğilirse "0 bain" parantez bacak, dışarı eğilirse "X bain" iki dizi ve ayakları bir araya gelemez.

Bu çarpıklığı halkımız neşelendirerek "0 bain" e "topçu olacak" , "X baine" e ise "kabadayı olacak" der. Çarpıklığın süslenmesidir bu. Bizim halkımız da keramet sahibidir: Her şerri bir hayıra yorar.

Yani çarpık bacaklı olanlar güneşten yeteri kadar faydalanamayanlardır. Ben de böylesi mağdurlardanım. Anamın ilki olduğum için, soğuktan ve güneşten iyi korunmuş, bisküvi ve tahılla beslenmenin sonucu tombul bir çocuk olarak bacakları eğri, ayakları özürlü biriyim. Kötü beslenme ve cahil ebeveyn sonucu kadre uğramışım. Yürüyüşüm bozuk, sorunlu olduğundan "X bain" li, kabadayı görünümlü biriyim!

Biz büyürken izlediğimiz bir şeyi aktarmak istiyorum:

Köy kızlarının bacakları çarpık olurdu. Şehir kızlarının bacakları sütun gibiydi. Pek anlayamazdık sebebini. Ta ki, hekim olunca öğrendim ki, şehirli çocuklar giydikleri modern kıyafetten dolayı yeteri kadar güneş alıyor. Köylü kızları ise sadece elleri ve yüzleri kavruk oluyor, vücutları yeteri kadar güneşten faydalanamıyor.

****

Manzara ortada, bir de bu açıdan halkımızı gözden geçirin.

Bacağı ve ayakları sorunlu halkımız bir de yeniden İslamı keşfedince, siyaset cambazlarının elinde helak oldu.

12 Eylül 'ün, ABD güdümlü ılımlı İslam projesi, dozu kaçınca fukarayı güneşe hasret bıraktı.

Yaklaşık yüz yıl önce güneşe merhaba diyen halkımız, 20. yüzyılın son çeyreğinde yeniden güneşe ve denize sırtını döndü.

Mustafa Kemal 'in, 1920'lerdeki plaj resimlerini görünce Florya ve Yalova fotoğrafları güneşe yolculuğa ilk seferberlik olarak gelir aklıma.

Bir de Özal 'ın koy sevgisi vardı. Kıskançlıkla izlemişimdir Nirvana yatıyla Okluk Koyu 'ndaki fotoğrafları.

Özal'ı taklit edenler bütün kıyıları taşa döndürdüler. "Gitsek de gitmesek de o yazlık bizim!" Biriktirebildiği parayı kışlık evi olsun olmasın, kıyılarda yazlığa yatırdı yoksul halkımız.

Suyu yok, altyapısı yok, kullanıma uygun değil ama olsun, artık her memurun ve biti kanlanmış işçi burjuvazisinin bir yazlığı var. Ne kendisi kullanıyor ne de başka birinin kullanma imkânı var.

Kıyılarda yazlığı var. Ama onlar göçüp geldikleri köylere "festivale" gitmektedirler. Kars 'ın Arpaçay ilçesinde kiraz yetişmez! Ancak Tokat'tan bir kamyon kiraz alıp Arpaçay'da "Kiraz Festivali" yapmak biz dâhi Türklerin yapabileceği bir şeydir.

70'li yıllarda solcuydum. Makyaj yapan ve pantolon giymeyen kız arkadaşlarımıza kem gözle bakardık. Köylü asiliğimizi solculuk zannederdik!

*****

Zulmetme sırası İslamcılarda. Şimdi güya onlar ideolojik takılıyor. Onlara takılan kızlar üzerinde işkence geliştiriyorlar. Biz eskiden beri namusumuzu kadınlar üzerinde aradığımızdan olsa gerek her türlü absürd namus gösterisini kadınlarımız üzerinden yaparız.

Din, iman, namus taşımız kadınlarımızdır.

Biz erkeklerde bir şey aramayınız!

Hoş geldin aramıza Reyhan Hanım. Hoş geldin güneşin sofrasına! Din, iman, namus, erdem akli bir şeydir, başa örtülen bir bez parçasından ibaret değil!

Sizde yeteri kadar hepsi var.

Tekrar hoş geldin aramıza. Ha sıkıysa biraz da Ali Müfit Bey Arap kıyafetiyle dolaşsın!


PDF OLARAK İNDİR

Bu İçeriği Beğendiyseniz Beğen Butonuna Tıklayınız!
Bu Haberin Aramalarda İlk Sayfalarda Çıkmasını İstiyorsanız + 1 Butonuna Tıklayınız!

Sayfa Başına GitGeri Git
0 (0)








Lütfen tüm alanları doldurun. Girdiğiniz bilgiler kesinlikle yayınlanmayacak, başka bir amaçla kullanılmayacaktır.

İÇERİK ARA

Aranacak Kelime