Dr. Gürbüz Çapan
Sayfa Sonuna GitGeri Git
A- A A+

SEÇİME GİDİYORUZ PARTİLERİMİZ BİLDİĞİNİZ GİBİ

25.05.2007, Cumhuriyet

Türkiye yoksul ve umutsuz insanların ülkesi haline geldi. Yoksulluğun yarattığı umutsuzluk her gün başka bir şiddet olayı ile kendisini gösteriyor . Önce şehirlerdeki kapkaç, terör, bir cinnet anında kendini ve ailesini öldüren insanlar . En son Ankara'daki patlama.

Yoksulluğun yarattığı şiddet serseri mayın gibi. Nereden vuracağı, nereden geleceği belli değil. Ama hedefi , başta yoksullar oluyor çoğu zaman.

28 milyon insanımız günde 4 doların altında parayla yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Milyonlarca insan eğitim olanaklarına ulaşamıyor. Eğitimsizlik eşittir, yoksulluk demek . Bu sebepten yoksul doğup yoksul ölenlerin ülkesi Türkiye... Çünkü sistem , var olanı koruma ve sürdürme üzerine kurulmuş.

Ekonomi büyüyor deniyor. Ama büyüyen ekonomiden payını alamayan; çaresizliğe, kaderine terk edilmiş milyonların sayısı her geçen gün artıyor.

Seçime doğru gidiyoruz. Sağlıklı, Türkiye'nin sorunlarını çözecek bir tartışma, demokrasi ortamı yo k.

İnsanlar din ve laiklik arasında tercih yapmaya zorlanıyor. Yoksulluk nasıl çözülecek, insanlarımızı nasıl eğiteceğiz hiçbirinin yanıtı belli değil. Bu konularda programı olduğunu söyleyip programlarını halka açıklamayanlar da var.

Onlar zaten kurultaylarını da jandarma bölgesinde yapıp partilerini de halktan kaçırmışlardı.

***

Şimdi solda hileli bir birliktelikle günü kurtarma peşindeler. Birliktelikleri hilelidir çünkü eksiktir. Tandoğan, Çağlayan ve diğer meydanlardan yükselen sesi duymazlıktan gelemeyip, kamunun beklentisi bir biçimde tatmin edilmeye çalışılarak bir oluşum yaratılmıştır. Yanına sağdan da isim alınarak iş tamamlanmıştır.

Hükümeti de, muhalefeti de düzenlerini sürdürmenin yolunu şantaja bağlamıştır. Biri "Beni seçmezsen laiklik elden gider" şantajına, diğeri "Beni seçmezsen ekonomide istikrar bozulur" şantajına sırtını yaslamaktadır.

12 Eylül'ün dayattığı düzen iflas noktasında. Nereye baksanız 12 Eylül'ün yarattığı başka bir harabe görüyorsunuz.

Siyasi partiler bu ülke sorunlarına çözüm üretmekte yetersiz. Çünkü liderlerin iki dudağının arasından çıkacak karara bağlı hale getirmişsiniz düzeni. Liderin sözü Allah kelâmı.

Proje, program, fikir tartışması hak getire; varsa yoksa delegelik pazarlığına kilitlenmiş partiler.

Seçim sistemi keza öyle. Yüzde10 barajı dayayıp set çekilmiş demokrasinin önüne. Demokrasi olmayınca fikir de olamıyor, sorunlara çözüm üretecek mekanizmalar da oluşamıyor.

Hal böyle olunca ne yoksulluğu çözmek mümkün, ne işsizliği , ne terörü.. .

Bu nedenle de siyasi partilerden artık umudunu kesmiş insanlar meydanlarda toplanıyor.

Bu yapılırken de lidersiz kendiliğinden toplanma gayretine girişilmiş, halkımız hiçbir siyasi partinin başaramayacağı bir etkiyi yaratmayı da başarmıştır. Siyasi partileri de yönlendirmeyi becermiş , kısmen de olsa siyasi toparlanmanın sağlanmasına öncülük etmiştir. Bu, toplumun demokrasisine sahip çıkma bilincinin ne kadar yükseldiğini gösteriyor. Bu olumlu bir gelişmedir.

Ancak yeterli değildir. Gündelik zaferler uğruna, daha büyük yenilgilerin zemini hazırlandı hep ülkemizde.

***

12 Eylül'ün bize giydirdiği deli gömleğini çıkarmanın zamanı gelmiştir.

Artık, sistemi değiştirecek köklü çözümleri tartışmanın, daha fazla demokrasi , daha fazla refah , gelişmişlik ve hoşgörü ortamının nasıl yaratılacağının yollarının düşünülmesi gerekmektedir.

Aksi halde o meydanlarda toplanan kalabalıkların emekleri boşa gidecektir.


PDF OLARAK İNDİR

Bu İçeriği Beğendiyseniz Beğen Butonuna Tıklayınız!
Bu Haberin Aramalarda İlk Sayfalarda Çıkmasını İstiyorsanız + 1 Butonuna Tıklayınız!

Sayfa Başına GitGeri Git
0 (0)








Lütfen tüm alanları doldurun. Girdiğiniz bilgiler kesinlikle yayınlanmayacak, başka bir amaçla kullanılmayacaktır.

İÇERİK ARA

Aranacak Kelime